25 Haziran 2014 Çarşamba

RAMAZANI SAĞLIKLI GEÇİRMEK İÇİN BESLENME ÖNERİLERİ




Onbir ayın sultanı Ramazan ayı bu yıl yazın en sıcak aylarından temmuza denk geldi. Hem sıcak hem de uzun bir oruç dönemi bizleri bekliyor. Peki, beslenme düzenimizin tamamen değiştiği bu dönemde nelere dikkat etmeliyiz?

Herbalife Türkiye Danışman Diyetisyeni Canan Aksoy, 27 Haziran’da başlayacak Ramazan ayında beslenmemizle ilgili önemli tavsiyelerde bulundu:

Sıvı alımına dikkat!
Sıcak hava ve oruç tutulan sürenin uzunluğu sebebiyle en çok dikkat edilmesi gereken noktalardan biri sıvı dengesi. Uzun saatler sürecek açlık ve susuzluktan dolayı, vücudumuz ciddi miktarda sıvı ve elektrolit kaybeder. Ramazan boyunca sürecek olan yeni beslenme düzeninde iftarla imsak arasındaki sürede vücut için gerekli sıvı ve elektrolitleri düzenlemek gereklidir. Günde en az 2 litre su tüketilmelidir.

İftardan yatana kadar geçecek sürede ve sahurda bol sıvı tüketilmeli ancak bu sıvıların, yüksek şeker, gaz ve yüksek kafein içermemesine dikkat edilmelidir.

Su, açık çay, bitki veya meyve çayları, ayran, kefir ve maden suları sıvı ihtiyacının ve elektrolit dengesinin sağlanması açısından tercih edilebilecek sıvı kaynaklarıdır.

İdrar çıkışları günde 6-7 kere olacak şekilde sıvı alımı mutlaka sağlanmalıdır.

İftar ile sahur arasındaki zaman aralığında ve sahurda bol su tüketilmelidir.

İftarda nasıl beslenmeliyiz?
Bütün günün açlığından sonra sofraya oturduğumuzda önceliğimiz su olmalıdır. 16 saat sıcakta susuz kalan metabolizmamızın önceliği de su olacaktır.

Suyun ardından çorba tüketeceksek ayran çorbası gibi soğuk bir çorba yaz menüsü için ideal olabilir. Soğuk çorba içmek istemezseniz herhangi başka bir çorbayı tercih edebilirsiniz. Ancak tüketeceğiniz çorbaların az yağlı olması sindirimi kolaylaştıracağı gibi gereksiz kalori yükünden de sizi kurtaracaktır. Çorba tüketmeyecekseniz orta yağlı bir peynir, birkaç tane zeytin ve yanında mutlaka tam tane (tam buğday-tam çavdar) ekmeği tüketilmesi gün boyunca düşmüş olan kan şekerinizin düzenlenmesine yardımcı olacaktır.

Orucunuzu açtıktan sonra gün boyunca durmuş olan sindirim sisteminizin çalışmaya başlaması için sindirim sisteminize biraz zaman vermeniz gereklidir. Su ve çorbayı içtikten sonra, 10-15 dakika ara verip ardından ana yemeğe devam etmek sindirimi kolaylaştıracaktır. 

Ana yemek olarak az yağlı etli sebze yemekleri, ızgara veya fırında pişmiş et-tavuk-balık veya kuru baklagil yemekleri tercih edilebilir. Yaz nedeniyle zeytinyağlı sebze yemekleri hem posa ihtiyacımızı sağlaması hem de soğuk yenen yemekler olması itibariyle Ramazan sofralarımızda bulundurabileceğimiz diğer bir sağlıklı tercihtir.

Ramazan pidesi sofralarımızın vazgeçilmezidir ancak tüketiminde aşırıya kaçmamak gerekir.

Kalsiyum ve protein ihtiyacımızı karşılamak için almamız gereken yoğurt ürünleri, soframızda cacık, haydari, yoğurtlu salatalar veya ayran olarak yerini alabilir.

Yemeklerin ardından tatlı tüketeceksiniz hemen yemekten sonra değil bir iki saat sonra tüketmenizde fayda var. Hamurlu- şerbetli tatlılar yerine, sütlü ve meyveli tatlıları tercih etmeye çalışın. Dondurma yazın rahat tükettiğimiz ve nispeten kalorisi düşük bir tatlıdır. Tüm Ramazan boyunca her gün tatlı yemek yerine yaz meyvelerinin tadını çıkartmanızı da tavsiye ederim.

İftarın ardından mutlaka hareketli olmaya özen gösterin. Hareketsiz kalmak, hem kan şekerimizin yükselmesine, hem sindirim sisteminizin yavaşlamasına hem de yediklerimizin daha kolay yağa dönüşmesine sebep olur. 

Sahurda nelere dikkat etmeliyiz?
16 saat sürecek açlığınız sahuru geçiştirdiğiniz takdirde 20-22 saate çıkacaktır. Sahura mutlaka kalkıp doğru şekilde beslenmek gereklidir.

- Sahurda kahvaltılık tercih edenler için, az yağlı peynirler veya lor peyniri, domates-salatalık-biber, zeytin, yumurta, mutlaka tam tane ekmekleri, az yağlı süt veya ayran, mevsim meyveleri tercih edilebilir.

Yemek yiyecekler için ızgara veya söğüş et- tavuk yanında zeytinyağlı yemekler, yağsız yoğurt, tam tane ekmekleri, mevsim meyveleri tercih edilebilir.

Sahurda mutlaka birkaç bardak sıvı tüketilmelidir. Açık çay, bitki çayları, su veya az şekerli meyve kompostoları tercih edilebilir.

Sahurun ardından hemen uyumamalı, sindirimin bitmesi için vücudunuza biraz zaman tanıyıp, biraz hareket etmelisiniz.

20 Haziran 2014 Cuma

Kalbinizi Çalacak Ramazan Sofraları Harikalar Mutfağı’ndan


Harikalar Mutfağı takipçilerine daha iyi lezzet deneyimi yaşatmayı amaçlayan, lezzet severler için dizayn edilmiş bir yemek tarifi ve pratik bilgi platformu. 2014 yılı başında yeni tasarıma geçen site sektörden takip ettiğimiz üzere hızlı bir büyüme ivmesi yakaladı.

Şu an Harikalar Mutfağı’nda tariflerini paylaşan 86 aktif blog ve 1400’e yakın yemek tarifi bulunuyor. Kategori yapısı daha çok trafik çekecek şekilde çeşitlendirilen site, ziyaretçilerine zengin bir yemek tarifi havuzu sunuyor. Harikalar Mutfağı’nda şu an 4 adet mutfak ve 24 adet kategori mevcut. Bu sayı her geçen gün artıyor.

Harikalar Mutfağı’nın 23 Haziran’da başlayacak yeni bir yarışması var. Yarışma hem Cookplus’ın hem de Harikalar Mutfağı’nın Facebook sayfalarından duyuruluyor. Kalbimizi çalacak Ramazan sofralarını bulmayı hedefleyen Harikalar Mutfağı’na, en bereketli Ramazan tariflerini şık sunumuyla ekleyenler, Harikalar Mutfağı’nın Ramazan Şefi olma fırsatını yakalayacak.

Kampanyaya katılım 23.06.2014 – 27.07.2014 tarihleri arasında Harikalar Mutfağı sitesinde gerçekleşecek. Yarışmaya katılabilmek için Harikalar Mutfağı’na üye girişi yapmak ve katılım koşullarında belirlendiği şekilde Ramazan tariflerini eksiksiz eklemek gerekiyor.

Cookplus yarışma koşullarında oldukça titiz davranıyor. Tariflerdeki görsellerin katılımcıların kendilerine ait olmasını ve başka bir yarışmada kullanılmamış olmasını istiyor. Ayrıca tariflerin malzemeleri ve yapılış aşamaları dahil bütün bilgilerinin eksiksiz doldurulması gerekiyor. Yapılışları internetten copy-paste yapmadan kendi anlatımıyla açık ve net olarak yazanlar diğer katılımcılara göre avantajlı olacak.

Serkan Bozkurt’un da içinde olduğu Cookplus-Harikalar Mutfağı jürisinin kazananı belirlerken göz önünde bulunduracağı kriterleri vermeden geçmeyelim:
·         Masa düzeni
·         Sunumların şıklığı
·         Tariflerin özgün olması
·         Fotoğrafların katılımcılara ait olması ve başka bir yarışmada kullanılmamış olması
·         Tariflerin malzemeleri ve yapılışı dahil bütün bilgilerinin eksiksiz doldurulması
·         Tariflerin beğeni ve sosyal medya paylaşım sayılarının fazla olması
·         Eklenen tarif sayısı
·         Harikalar Mutfağı’nın Facebook sayfasını beğenmek
Kazanan kişilere sürpriz hediyelerin yanı sıra onları Harikalar Mutfağı’nda avantajlı duruma getirecek ve onların profil sayfalarında görünecek rozetler verilecek.

Yarışmanın koşullarından da anlayacağınız üzere Cookplus.com yarışmayı gerçekten hak edenlerin kazanmasını istiyor. Yarışma hakkında daha detaylı bilgiye ulaşmak istiyorsanız örneğin hediyeler Harikalar Mutfağı’nı ziyaret edebilirsiniz? J

Yarışma hakkında en güncel bilgileri Harikalar Mutfağı’nın Facebook sayfası ve Twitter hesabından da takip edebilirsiniz.  

Tarif ekleyerek böylesine güzel hediyeli bir yarışmaya katılmak çok özel bir deneyim olacak. Katılan arkadaşlara şimdiden bol şanslarJ

İşte Stres Altında Bile Pozitif Kalabilirsiniz

Çalışma hayatının her gün biraz daha stresli hale geldiği doğru. Stresin iş başarısını engelleyen en önemli nedenlerden biri olduğu da iyi biliniyor. İş hayatında stres bir ölçüye kadar faydalı bulunuyor fakat o ölçüden fazlası da iş ilişkilerini bozuyor, dikkati dağıtıyor, verimi azaltıyor, başarısızlığa sebep oluyor. Tüm bu olumsuzluklar üst üste gelince ister istemez sosyal hayatımız da etkileniyor.

Bu  nedenle iş yeri kaynaklı stresi azaltmanın bazı yolları var. Benim de çok kullandığım ve etkili yollardan biri olduğuna inandığım yöntem ise; strese girdiğim anlarda ufak molalarlar birlikte derin derin nefes alıp vermek. Bu işlemi arka arkaya 5-6 kez tekrarladığımda fark edilir bir rahatlama hissediyorum. 

Geçtiğimiz günlerde yine stresli bir anda bu yöntemle rahatlamaya çalışırken çalışma arkadaşımın masasında granini meyve suyu şisesinin üzerine iliştirilen şöyle bir mesaj gözüme çarptı; “Sen sınırsız potansiyele sahipsin.” Bir anda pozitif düşünmenin çok işe yaradığını fark ettim. Sonra kendi kendime dedim ki; nefes egzersizleriyle birlikte kendimizi bu şekilde motive edebilir, içimizdeki potansiyeli dışarıya çıkarabiliriz.

 

Benim kartımı sizlerle paylaşıyorum.
Kendi pozitif mesajınız için granini facebook sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
https://www.facebook.com/graniniTurkiye
Bir boomads advertorial içeriğidir.

13 Haziran 2014 Cuma

Spor Salonu Sezonunda Beslenme



HERKES İÇİN TEMEL İLKELER

Spor yaptığınız günlerde yeterli miktarda karbonhidrat ve protein almaya özen gösterin. Yetersiz beslenmeniz, kas kitlenizden kayıplara yol açabilir. 
Spor yaptığınız sürede, yeterli sıvı aldığınızdan emin olun. Ter ile oluşan sıvı kaybını spor esnasında ve sonrasında hemen karşılamanız gerekir. 
Spordan yaklaşık 1 saat önce yemek yemeyi kesin. Sporda hareket etmenizi zorlaştırır. Ayrıca mide krampları yaşamanıza sebep olabilir. 
Spordan hemen önce süt veya ayran tüketmek, sindirim sistemi problemlerine neden olarak sporu yarıda bırakmanıza yol açabilir. Bu nedenle süt ürünlerini sporun hemen öncesinde tüketmemeye çalışın. 

SPORCUNUN BESİNSEL İHTİYAÇLARINI HANGİ FAKTÖRLER BELİRLER? 

Yaş, cinsiyet, sağlık durumu ve metabolizma hızı dışında; 
Sporun süresi 
Sporun türü
Spor yapma sıklığı
Sporun şiddeti
Kişinin ne kadar süredir spor yaptığı gibi  faktörler hem spor yapılan sürede harcanan kalori miktarını etkiler, hem de bu sürede vücuttan enerji üretmek için kullanılan yakıtı etkiler. 

EGZERSİZ ÖNCESİ NE ZAMAN YEMELİ, NE YEMELİ? 

Egzersizden maksimum fayda sağlamak için, 3-4 saat öncesinde bir ana öğün; 1-2 saat öncesinde de bir ara öğün tüketmek gerekir. 

Ana öğün için örnekler; 
Meyveli süt  ve tost
Peynirli fırında patates ve süt
Süt ve müsli
Tavuklu sandviç ve ayran 
Süt ve muz
Yoğurt ve meyve salatası 
Yağsız makarna ve yoğurt 
Ara öğün için örnekler; 
Tahıl barlar
Protein barlar
Meyveli yoğurtlar 

SPOR ÖNCESİ KAFEİN
Spordan 30 dakika önce içilen bir kupa kahvenin, kafein nedeni ile yağ yakımına yardımcı olacağına dair bilimsel çalışmalar vardır. İçtiğiniz kahvenin kremasız olmasına dikkat edin. Sütsüz kahve içemeyenler light süt ilave edebilir. 

SPOR SONRASI LİGHT SÜT ÜRÜNLERİ
Spordan sonra ilk 30-60 dakika içerisinde tüketilen light süt veya yoğurdun, spor sonrası yağ yakımına destek olduğu ve kas yapımına yardımcı olduğu biliniyor. 

VİTAMİN GEREKLİ Mİ? 
Egzersiz vücudumuzda serbest radikallerin oluşmasına sebep olduğu için, spor yapanların yaşamında C vitamininin ayrı bir önemi var. Fakat sebze ve meyveden zengin beslenenlerin ek desteğe ihtiyacı yok. Eğer meyve ve sebze tüketiminiz yeterli değil ise doktorunuza danışarak C vitamini desteği veya multivitamin kullanabilirsiniz. 

KARNİTİN KONUSUNA NASIL YAKLAŞILMALI? 
Karnitinin yağ yakımı üzerinde olumlu etkisi olduğu biliniyor. Bir çeşit besin desteği olarak, hem tablet hem de sıvı formu piyasada rahatlıkla bulunabilir. Ancak karnitin kullanımı konusunda birçok olumlu ve olumsuz sonuç veren bilimsel araştırma var. Bu nedenle kullanımı konusunda dikkatli davranmak gerekiyor. Bu tür ürünler her ne kadar spor salonlarında herkese satılıyor olsa da, doktora danışmadan kullanılmaması gerekli. 
Sıvı karnitinler, tablet karnitin desteklerine göre daha hızlı etki gösteriyor. 

ESKİMEYECEK BİR SPOR: PİLATES
PİLATES YAPANLAR NASIL BESLENMELİ?
- Pilates, tok karna yapılmamalıdır. Pilatese uzun zaman aç kalmış olarak başlamakta sakıncalıdır. Hareketlerin rahat yapılması, kramp oluşmaması ve kan şekeri dengesi açısından en uygun olanı pilates yapmaya başlamadan 1-1,5 saat öncesinden bir öğün tüketmektir.
- Pilates yapılan süre boyunca birden yüksek miktarlarda su içilmemelidir. Susadıkça yudum yudum oda sıcaklığında su tüketilmelidir.
- Pilates öncesi, karbonhidrat ve proteinden zengin dengeli bir menü tüketilmelidir. Karbonhidrat olarak beyaz şeker, beyaz un, pirinç gibi kan şekerini hızlı yükselten karbonhidratlar tüketilmemelidir. Bunların yerine çavdar, tam buğday ve yulaf ekmekleri veya bulgur pilavı tercih edilebilir. Protein açısından zengin olan et, tavuk veya balığın ise az yağlı olanları ızgara da pişirilmiş olarak tercih edilebilir ya da et, tavuk ve balık yerine peynir ve yumurta tercih edilebilir.
- Pilates; yüzme, koşu, yürüyüş, tenis gibi yüksek oranda kalori yakmayı sağlayan sporlardan değildir. Enerji yakmaktan çok vücut kaslarının çalıştırılmasını ve güçlenmesini amaçlar. Bu nedenle pilates yapanların çok yüksek kalori almaları uygun değildir, kilo almalarına yol açabilir. Kilolarını korumak isteyen pilates severlerin yeterli ve dengeli beslenmesi, kilo vermek isteyen pilates severlerin ise diyetisyen tarafından kişiye özel hazırlanmış bir zayıflama beslenme programı uygulaması uygundur.
- Pilates yapanlar günlük yaşantılarında dengeli beslenmeye özen göstermelidir. Dört ana besin grubu olan süt ve süt ürünleri, et, tavuk ve balık gibi proteinden zengin besinler, sebze-meyveler ve tam tahıl ürünleri beslenme planlarında yeterli miktarda ve dengeli bir şekilde yer almalıdır.
- Yapılan bilimsel araştırmalarda, kasları güçlendiren egzersizlerin sonrasında yağsız süt tüketiminin kas kitlesinin artmasında yardımcı olduğu belirlenmiştir. Pilateste kas güçlendirmeyi amaçlayan bir egzersiz çeşididir.
- Zayıflamak isteyen Pilates severler de beslenmelerinde 2 faktöre dikkat etmelidir. İlki, düzenli kalsiyum minerali alımıdır. Kalsiyum mineralinin yetersiz alınması kilo verme sürecini yavaşlatır. Bu nedenle günde 2 su bardağı az yağlı/yağsız süt veya yoğurt tüketilmesi önerilir. İkinci faktör ise omega-3 yağ asitlerinin düzenli alınmasıdır. Bunun içinde haftada 2-3 kez balık tüketmek gereklidir.
Pilatesin temel felsefesi dengedir. Bu temelinde zihin ile beden arasındaki dengeyi sağlamak yer alır. Zihin ve beden arasındaki dengenin önemli bir parçası da sağlıklı beslenmektir. Pilates yapanların felsefesine uygun olarak aynı zamanda dengeli beslenmesi de önemlidir.

9 Haziran 2014 Pazartesi

BU HÜRRİYET ÇOK ''SOSYAL'' !

Hurriyet.com.tr geçtiğimiz günlerde yeni bir projeyi takipçileri ile buluşturdu. Bu proje aslında Hürriyet markasını çok daha sosyal bir hale getiriyor, Hürriyet’i sadece bir haber sitesi olmaktan çıkarıp dijital dünyanın hızı ve etkileşimini kucaklayan bir sosyal platforma dönüştürüyor.
Öncelikle Hürriyet Sosyal’e üye olmanız  gerekiyor. Aslında bu üyelik bu sosyal dünyaya giriş anahtarınız. Sonrasında bu anahtarla giriş yaptığınız dünyayı ne kadar aktif kullanacağınız size kalmış. Bir blog yazarı olarak blogumdaki içerikleri hürriyet sosyal takipçileri ile buluşturabiliyor, günün bana göre dikkat çeken haberlerini bu platformdaki takipçilerimle buluşturabiliyorum. Düşünsenize, hurriyet.com.tr ‘de kendi haberlerinizi paylaşabileceğiniz bir alan daha sizi bekliyor!
İlgi alanınıza göre kategorileri belirleyebiliyor ve bu sayede sizi gerçekten ilgilendiren gelişmeleri çok daha hızlı bir şekilde öğrenebiliyorsunuz. Bir müzik bloggerı olarak bu özelliği şüphesiz ağırlıklı olarak kültür sanat kategorisinde kullanıyorum. İlginizi çeken ve ‘’ben de bir yorum yapayım’’ dediğiniz haberleri de hashtag’lerle paylaşabiliyor diğer kullanıcılar ile tartışabiliyorsunuz. Bu hürriyet sosyal’in bir başka artısı şüphesiz. 
Ancak bana göre, bu projenin en keyifli yanı Hürriyet yazarları ile çok daha hızlı bir şekilde iletişime geçebiliyor olmanız ve onlarla ciddi bir etkileşimde bulunabilmeniz. Yazarlar bu platformu sadece haber linklerini paylaşmak için kullanmıyor, sosyal medya platformu gibi anlık düşüncelerini paylaşmak için de kullanıyor. Bu sayede yazarları yazıları dışında anlık iletileri de daha yakından tanıyor ve onlardan haberdar olabiliyoruz.
Hürriyet sosyal, habercilikte net olarak yeni bir dönemin başlangıcını yapıyor. Okuyucuyu, sadece okuyucu olmaktan çıkarıyor, yazan, tartışan bir katılımcı konumuna getiriyor.
Şimdi Hürriyet’in Sosyal dünyasını daha yakından tanıma zamanı…

Bir boomads advertorial içeriğidir.

2 Haziran 2014 Pazartesi

Kilo vermenin yolu yataktan geçiyor /


Finli araştırmacılar, orta yaşlı insan üzerinde 7 yıl süren araştırma sonunda uykusuzluk problemi çeken bayanların kilo vermede güçlük çektiğini buldu. Eğer siz de bir gecede 5.5-6 saatin altında uyuyorsanız kilo vermede zorluk çekebilirsiniz.

Hem uykusuzluk çekiyor hem de kilo veremiyorsanız bu haber sizi doğrudan ilgilendiriyor.

Yrd. Doç. Dr. Gamze Şenbursa, uyku ve kilo arasındaki bağı ve ne yapmamız gerektiğini sizler için kaleme aldı:

DAHA AZ UYKU, DAHA AZ YAĞ YAKIMINA YOL AÇAR
Almanya Lübeck üniversitesinin Nöroendokrinoloji Bölümü’nün gecede rutin 12 saat uyuyan bir grup erkek üzerinde yaptığı araştırmada, bir gece uykusuz bırakılan kişilere ertesi günün sabahında zengin bir kahvaltı yedirildi. Araştırmacılar bu grubun enerji tüketimlerini ölçtü (hiçbir şey yapmadan kalori harcama). Bu gruptaki erkeklerin enerji harcamaları iyi uyudukları gecelere nazaran % 5 daha az ve yemek sonrası % 20 daha az olduğu tespit edildi.

DAHA AZ UYKU DAHA FAZLA YEMEK YEMEK:
Amerikan Kalp Vakfı’nın 2011’deki çalışmalarına baktığımızda,  geceleri sadece 4 saat uyku uyuyan bayanlar 9 saat uyku uyuyanlara göre ertesi gün ekstra 329 kalori, erkekler ise 263 kalori daha fazla alıyor. Yine aynı vakfın başka bir çalışmasında, 11 gönüllü bir uyku merkezinde 14 gün geçiriyorlar. İlk periyodda geceleri 5.5 saat, diğer periyodda ise 8.5 saat uyuyorlar. Uykusuzluk çekenler, aynı zamanda yüksek karbonhidratlı atıştırmalıkları seçiyorlar.

DAHA AZ UYKU VE DAHA FAZLA ACIKMA
Bu durum, uyku ve kilo verme arasındaki en büyük bağdır. Eğer günde en az aralıksız 7 saat uyku uyumuyorsanız bu başınıza gelen bir problem olacaktır. Yetersiz uyku ghrelin etkisini arttırır (yeme hormonudur). Kilo alma ve vermeye gelince bu hormon önemli bir rol oynar.

Ghrelin iştahınızı açar, yağ üretimini arttırır ve vücudunuzun büyümesini sağlar. Uykusuzluk aynı zamanda leptin hormonunun da salgılanmasına engel olur. Bu hormonun işlevi ise “Ben doydum, çatalı indir” anlamına gelir.  Leptin hormonu geceleri fazla salgılanır. Vücudunuza uyurken “Yemek zorunda değilsin” diyen hormondur. Gündüz ise seviyesi düşer ve yemek yemeye, enerji almaya ihtiyacımız olur. Sonuç olarak yüksek leptin hormonu açlığımızı pas geçmemizi sağlar. Eğer uyku uyumazsanız, leptin seviyeniz dibe vurur.

DAHA AZ UYKU, VÜCUDUNUZDA DAHA FAZLA YAĞ TUTAR
Şikago Üniversitesi’nde yapılan araştırmalar göre,  10 aşırı kilolu ama sağlıklı insan 14 gün balans diyetine girmesinin ardından 7.5 saat ve 5.15 saat uyudular. Her iki periyodda da denekler ortalama 2.99 kilo verdiler. Daha fazla uyuduklarında ise 1.4 kilo yağ kaybettiler. Daha az uyuduklarında ise yağ kaybı 0.5 kilogram oldu. Daha fazla uyuduklarında ise açlık hissetmediklerini söylediler. Yeterli uyuduklarında ghrelin seviyeleri aynı kalırken, 5 saat uyudukları gecelerde ise ghrelin seviyelerinin % 9 arttığı gözlendi.

Ghrelin aynı zamanda yağ tuttuğu için, araştırmacılar neden az uyuyan insanları daha fazla kilolu olduklarını açıklıyor.

DAHA AZ UYKU UYUMANIZ, YEMEK YEMEK İÇİN DAHA FAZLA ZAMAN DEMEKTİR
Bilimsel olarak kanıtlanmış olmasa da bazı uzmanlar yemekten 2 saat veya daha fazla sürede açlığınızı hissedebilirsiniz bu durumda buzdolabına yaklaşamadan yatağa gidin ve güzel bir uyku çekin önerisinde bulunuyor.